5 Aralık 2011 Pazartesi

Kuzenden Ispanaklı Kek

Temel Reis ıspanağı sever hepimiz biliyoruz ama acaba Ispanaklı Keki'de sever miydi?
Dayımın kızı kuzen Ece uzun zamandır bize Ispanaklı Keki'ni söylüyordu, biz de bir gün yaparsın da birlikte yeriz dedik.
Geçenlerde bir cumartesi günü kalabalık bir şekilde anneannemde toplandık kuzen Ece'nin Ispanaklı Keki'ninin tadına bakmak için.
Ama maalesef son dilimin fotoğrafını sizinle paylaşıyorum çünkü gerçekten gayet lezzetliydi ve hemen yemeye koyulduk.
Son dilimi kimse kapmadan ocağın üstünde fotoğrafladım Ece'nin Ispanaklı Keki'ni.
Buyrun iyi seyirler.

28 Ağustos 2011 Pazar

Bülent usulü Yoğurtlu Kebap

Ramazan ayının son günlerinden biri olan cumartesi günü mutfağa girdim.
Aslında planım bir rosto denemekti ama bildiğim ve daha önceleri yaptığım bir lezzetli yemekte karar kıldım, Yoğurtlu Kebap.
Fakat bu sefer farklı bir şekilde hazırladım Yoğurtlu Kebabı.
Önce köftesini daha önceleri yaptığım gibi hazır almaktansa kendim hazırladım.
Yarım kilo köftelik kıymanın içine 1 paket köfte harcı, 1 yemek kaşığı salça ve 1 yemek kaşığı tereyağı ekledim ve kıvamı gelinceye kadar yoğurdum.
Daha sonra dinlenmesi için buzdolabına koydum.
2 saat kadar dinlendirdikten sonra aldığım şişlerde elimle şekil vererek köfteleri hazırladım.
Ramazanda tırnak pidesi bulmak zor olduğu için Ramazan pidesini iki porsiyon olacak şekilde kuşbaşı et büyüklüğünde kestim.
Salçalı sosu da bir tarafta hazırladım.
Çökertme kebabında sunulduğu şekliyle papatesleri kibrit çöpü (veya biraz daha kalınca) keserek fritözde kızarttım.
Şişe geçirdiğim köfteleri elektrikli tost makinesinde iki tarafı da eşit şekilde kızarttım.
Kayık tabağa önce pideleri yerleştirdim.
Üzerlerine kızdırılmış tereyağı ve salçalı sosu gezdirdikten sonra bir yana yoğurt diğer yana ise kızarmış patatesleri ekledim.
Pidelerin üstlerine ise köfteleri koydum.
İşte size Bülent usulü Yoğurtlu Kebap;
Son olarak da ellerime sağlık diyorum.

19 Temmuz 2011 Salı

Kadıköy'de Yanyalı Fehmi Lokantası ve Baylan

Aslında yazılmayı bekleyen bir çok lezzetli yer ve lezzetli yemek var ama ben bugün kıymetli dostum Ferhat Eren ile gittiğim Yanyalı Fehmi Lokantası'nı  ve Baylan'ı yazıyorum.
İş çıkışı ne zamandır gitmediğim Kadıköy'de Ferhat ile gezerken yemek için aklıma Yanyalı Fehmi Lokantası geldi.
1919 ylından beri hizmet veren lokantanın menüsü fevkalade zengin.
Yedi çeşit çorbadan paça çorbasını seçtik öncelikle;

Çorbadan sonra ana yemek olarak ilk tercihimiz Elbasan Tava oldu ama kalmamıştı.
İkinci tercihimizi ise Beğendili Kebap'tan yana kullandık ve doğru tercih yaptığımıza karar verdik.
Bu lezzetli yemekleri yedikten sonra tatlı için Ferhat'ın önerisi olan Baylan'a gittik.
Baylan'ın klasiği olan (Ferhat'ın da tavsiyesi ile) Cup Griye söyledik.
Krem şanti, karamel, dondurma ve krokan parçalarının eşsiz bir şekilde sunumu oluyor Cup Griye.
Eh bu lezzetli yerler ve lezzetli yemekler ile birlikte hoç bir sohbette gecenin kârı oldu.

22 Şubat 2011 Salı

Ankara'da balık - Fevzi Hoca

Hani sormuşlar ya Yahya Kemal'e;
-Ankara'nın en çok neyini seviyorsunuz? diye.
Yahya Kemal de;
-İstanbul'a dönüşünü. demiş.
Ben Yahya Kemal ile aynı fikirde değilim bir İstanbul'lu olarak.
İşim sebebiyle Ankara'ya gittiğim oluyor ve bu her gidiş bana Ankara'da yeni yeni lezzetli yerler tanıma, lezzetli yemekler tatma ve bunları sizinle paylaşma fırsatı sunuyor.
Ocak ayında (kayıtlara tam olarak geçmesi için not : Ocak 2011) Ankara'daydım. Toplantıların arasındaki bir toplantıyı hem yemek hem de iş konuşmak için belirlediğimizde yemek yeri konusunu Ünal abi'ye havale ettik.
Biz İstanbul'luların (aslında İstanbul'lu demek doğru olmadı, İstanbul'da yaşayanların) mevsimi geldiğinde sofralarımızdan eksik etmediği balığı tavsiye etti Ünal abi.
Orman bakanlığının içinde bulunan Fevzi Hoca, bilinen balık restaurantlarından biri.
Öğle saatlerinde kalabalık olduğunu söyleyebilirim.
Lezzetli yer kısmı için bu kadar bilgiden sonra asıl olan lezzetli yemekleri sizinle paylaşayım.
Başlangıç olarak masamıza kuymak (mıhlama'nın yakın akrabası olur kendisi) ve salata,
Sonra balıklı omlet ve mısır ekmeği,
Devamında balık olarak benim o günkü tercihim olan hamsi tava,
ve tatlı bir kapanış olarak da laz böreği ve baklava geldi.
Yolunuz Ankara'ya düşer de balık yemek isterseniz, bu lezzetli yeri muhakkak ziyaret edin.

Biftek, biftek bu sefer Numnum'da biftek

İnsanların etobur da olmasından mıdır yoksa benim eti ayrıca bir sevmemden midir nedir(sanırım ikincisi, ilkinin günahı yok elbette) ne zaman bir restauranta gitsem ve menüsünde biftek varsa kendimi sipariş etmekten alıkoyamıyorum.
Biftek tabir-i İngilizce Steak her zaman servis tabağının ana lezzeti olsa da her şef bifteği ayrı bir şekilde garnitürler ile süslüyor.
Meydan'daki Numnum'ın şefinin de bifteği süsleme konusunda başarılı olduğunu söylememek elde değil.
Servis edilen bifteğin üzerinde sıcağıyla erimeye başlamış tereyağı, yanında sotelenmiş kabak ve havuç parçaları, ızgarada kızartılmış soğan ve közde pişirilmişten sonra üzerinde peynir eritilmiş patates ile bu tablo gibi lezzetli yemek tamamlanıyor.
Buyrun afiyet olsun,

21 Şubat 2011 Pazartesi

Yaşar Pastanesi - hem de bu kış gününde

Yol hikayesi gibi oldu bu seri lezzetli yerler yazıları ama bu sefer Gaziantep'ten Adana'ya giderken havanında sıcak olmasının etkisiyle direksiyonumuz Kahramanmaraş'a kırmamızdan ve Yaşar Pastanesi'ndeki molamızdan kısaca bahsedeceğim.
Yaşar Pastanesi nam-ı diğer MADO'da yarım saatlik bir mola verdik.
Şimdi bu kış günlerinde dondurmadan bahsetmek sizi havanın soğukluğuna bakmadan dondurma yeme isteği uyandırabilir ama olsun.
Sütün saleple hemhal olup dövme ustalığı ile soğutularak sakız gibi esnek bir dondurma haline geliyor Yaşar Pastanesi'nin dondurması.
Kaşıkla değil bıçakla kesilerek yenmesi de bu dondurmanın alamet-i farikası elbette.
Buyrun size meşhur üzerini Antep Fıstığı'nın süslediği Maraş Dondurması;

Diyarbakır'dan çıktım yola, Birecik'te verdim mola,

Şehr-i İstanbul dışında bulunduğum bir başka günde ki bu gün Diyarbakır'dan Gaziantep'e seyir eyledeğimiz gündü.
Yolculuğumuz esnasında iş arkadaşım Recep ile muhabbetimiz doyum olmaz bir tatta devam ederken karnımızın acıktığını farkettik.
Gaziantep'e de daha yolumuz vardı.
Şoförümüzün tavsiyesi ile Birecik'te mola vermeye karar verdik.
Esnaf lokantası aslında esnaf kebapçısı demek lazım bu lezzetli yere.
Mekanın içi gayet sade döşenmiş, masalar, sandalyeler ise tam klasik.
Şoförümüz bizim yerimize lezzetleri sipariş etti.
İşte buyrun o gün yediğimiz lezzetli kebap;

Bakmayın öyle yanmış gibi göründüğüne, tadı hala damağımda,
Ayrıca masada bu lezzetli yemeğe eşlik kasede ayran ve şalgam suyuna da dikkatinizi çekerim.

18 Ocak 2011 Salı

Evimde salata

Eşimin hazırladığı sofralarda salata vazgeçilmezidir.
Kocaman bir salata tabağını rengarenk sebzeler ile doldurup, zeytinyağı ve limon ile karıştırıp masanın orta yerinde hazır eder.
İşte size eşimin hünerli ellerinden çıkma salata.

Diyarbakır'da kahvaltı

2010 yılının Ocak ayında başladım sizinle lezzetleri paylaşmaya, koca bir yılı devirmişiz ve artık yeni bir yıla, 2011’e merhaba dediğimiz bu ilk günlerde yazılmayı bekleyen GEÇ KALMIŞ YAZILAR’ın ilki ile Diyarbakır’da kahvaltı ile devam ediyorum.

2010’un Mayıs’ında, Mayıs’ın onbirinde Diyarbakır’daydım her zamanki gibi yine işim sebebiyle.

Uçaktan inip şehre geldiğimde, kahvaltı etmeden güne başlamayalım dedi Diyarbakır’daki iş ortağımız Özcan. Hasan Paşa Hanı’ndaki Kahvaltıcı Mustafa Abi’nin yerine gittik. Hanın içinde hem giriş katında hem de üst katta oturabileceğiniz yerler mevcut.

Üst kata çıktık ve üst kattaki odalardan birine geçip cam kenarında bulunan bir masaya oturduk. Masamıza benden bir gün önce Diyarbakır’a gelen Satış Müdiremiz Aslıhan ve Van bayimiz katıldı.

Öncelikle masamızın orta yerine kavurmalı ve biberli yumurta geldi.



Sonrasında masada boşluk kalmayacak şekilde peynirler, kaymak, bal, reçel, tereyağı, salatalık, patates-patlıcan-biber kızartması, pide servis edildi.



Kahvaltı sonrasında ise meyvelerin kaymak, reçel ve antep fıstığı ile hemhal olduğu bir tabak masadaki yerini aldı.



Son olarak çaylarımızı yudumlayıp Kahvaltıcı Mustafa Abi’nin Hasan Paşa Hanı’ndaki yerinden ayrıldık.